Ana içeriğe atla

Sapiens


Tarım ve sanayi devrimleriyle birlikte insanlar hayatta kalabilmek için daha fazla diğer insanların becerilerine güvendiler.
Tarihin en kesin yasalarından biri; lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Ve bir süre sonra da onsuz yaşayamaz hale gelirler.
Buğdayın kökeni (MÖ 9500) Göbekli Tepe
Tarih çok az insanın “yaptığı”, geri kalanının da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir.
İnsanlar hayali düzenler yaratıp, yazıyı icat ettiler ve bu ikisi, biyolojik mirasımızın boş bıraktığı yerleri doldurdu.

Bağımsızlık bildirgesini imzalayanların çoğu köle sahipleriydi. 
Eski bir Çin atasözü: “İyi demirden çivi yapılmaz.
Tutarlılık, durgun zihinlerin oyun alanıdır.
İlk evrensel düzen ekonomi üzerinden yükseldi: Parasal düzen. İkinci evrensel düzen siyasiydi: İmparatorluklar düzeni. Üçüncü evrensel düzen diniydi.
Tüccarlar, fatihler, peygamberler.

Para bir eşya değildir, psikolojik bir kurgudur. Fiziksel olanı zihinsel olana çevirerek çalışır. Para şu ana kadar yaratılmış en evrensel ve en etkili karşılıklı güven sistemidir.
Ticaret iki noktayı birleştirdiğinde, arz ve talep taşınabilir malların fiyatını eşitler.
Devletler giderek küresel piyasa mekanizmalarına, küresel şirketlerin ve STK’ların müdahelelerine ve küresel kamuoyunun ve uluslararası yargı sisteminin gözetimine açık hale geliyor; bugün artık küresel finansal kararlara, çevre politikalarına ve adalet standartlarına uymak zorundalar. Olağanüstü denebilecek kadar güçlü bir sermaye, emek ve bilgi akışı dünyayı şekillendirirken, bu süreçte devletlerin sınırlarına ve fikirlerine de giderek daha az dikkat eder hale geliniyor. Ortak bir kültürle çıkarlar etrafında bir araya gelmiş seçkinler tarafından yönetiliyor dünya.

Modern çağ liberalizm, komünizm, kapitalizm, milliyetçilik gibi bir takım doğa dinlerinin yükselişine tanık olmuştur. "din: insan üstü düzene olan inanç"

Kapitalizm, modern dinlerin en başarılısı. Günümüzün en önemli hümanist mezhebi.
İnsanlığın en temel özelliğinin bireysellik olduğunu, bu yüzden de birey özgürlüğünün kutsal olduğuna inanan liberal hümanizmdir.

Tarihin altın kurallarından biri, geriye dönüp bakınca bariz olarak görünen şeyin olay esnasında son derece belirsiz olmasıdır. Bu günümüzde de aynıdır. 
Çevre felaketine doğru mu gidiyoruz, teknolojik bir cennete doğru mu?

Tarih determinist bir bakışla açıklanamayacağı gibi, kaotik olduğu için de öngörülemez. Öyleyse neden tarih okuyoruz? Fizik veya ekonominin aksine, tarih doğru ve tutarlı tahminlerde bulunmak için uygun araç değildir. Geleceği bilmek için değil, ufkumuzu genişletmek, mevcut durumumuzun ne doğal ne de kaçınılmaz olduğunu anlamak ve sonuç olarak önümüze akla hayale gelmeyecek olasılıklar bulunduğunu anlamak için tarih okuruz. Ve ayrıca tarihin insanlığın yararına doğru ilerlediğine dair kanıt yoktur.

Bilimsel devrim ve modern emperyalizm birbirinden ayrılamaz şeylerdir. Bugün tüm insanlar, itiraf etmek istemeseler bile, giyim kuşamda, düşüncede ve zevkte Avrupalıdır, batılıdır. Söylemde batı karşıtı olabilir ama gezegendeki neredeyse herkes siyaset, tıp, savaş ve ekonomiyi batının gözlerinden görüyor. Yakın gelecekte küresel boyutta üstünlüğü kurmaya aday günümüzün gelişen Çin ekonomisi bile, batı tipi bir üretime ve finans modeli üzerine kuruludur. 

Modern Avrupalılar için imparatorluklar kurmak bilimsel bir projeydi, bilimsel bir disiplini oluşturmak da emperyal bir proje.

Bilim insanları, emperyal projeleri;
  • pratik bir bilgiyle, 
  • ideolojik gerekçelerle, 
  • teknolojik oyuncaklarla donattılar.
Yaşamına emperyal genişlemeye hizmetkarlık yaparak başlamamış ve keşiflerinin, koleksiyonlarının, binalarının ve ödeneklerinin büyük bölümünü subaylara, donanma komutanlarına ve emperyal yöneticilere borçlu olmayan çok az bilim dalı vardır. Ha bir de kapitalizm.

Kapitalizm zamanla ekonomik bir doktrinden öteye geçerek, belli bir etik, yani insanların nasıl davranacağına, çocuklarını nasıl eğiteceğine, hatta nasıl düşüneceğine, düşünmeleri gerektiğine dair bir öğreti haline gelmiştir.

Bu yeni dinin, kapitalizmin, modern bilimin gelişiminde çok büyük etkisi/rolü oldu. Birincisi emperyal imparatorluklar, ikincisi kapitalizm.

Emperyal kapitalizmin sihirli döngüsü:
Krediler yeni keşifleri finanse ediyor, keşifler kolonilerin kurulmasını sağlıyor, koloniler kar getiriyor, kar güven sağlıyor, güven de daha çok kredi anlamına geliyordu.
Tüm sömürge faaliyetleri şirketler tarafından devralınmıştır. Hindistan İngiliz devleti tarafından değil İngiliz doğu Hindistan Şirketi tarafından paralı askerlerden oluşan ordusu tarafından fethedildi/işgal edildi. Şirket ancak 1858’de devlete bağlandı.

Yönetimler büyük şirketlerin/büyük sermayenin için savaşmıştır çoğu zaman. Örneğin; İngiltere ile Çin arasında Birinci Afyon Savaşı (1840-42). Navarinde Osmanlı donanmasının İngilizler tarafından batırılmasıda, finansal bir ayağı vardı.

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla 10 milyondan fazla Afrikalı köle Amerikaya getirildi. Bunların %70’i şeker çiftliklerinde çalıştırıldı.

Hristiyanlık ve Nazizm gibi dinler, milyonlarca insanı sadece nefret yüzünden öldürdüler, kapitalizm ise milyonlarca insanı açgözlülükle karşılık umarsızlıkla öldürdü. Atlantikteki köle ticareti, Afrikalılara yönelik ırkçı bir nefretle ortaya çıkmadı. 19. yüzyılla başlayan sanayi devrimleri de bankerleri ve sermaye sahiplerini zenginleştirdi ama milyonlarca işciyi sefalet içinde fakirliğe mahkum etti. 

Sanayi devrimin doğuşunu müjdeleyen buhar makinesiydi. Sanayi Devrimi, en temelde enerji dönüşümünde yaşanan bir devrimdir. (Sonuçta buhar makinesi ısıyı harekete geçirir.)

Sanayi devrimi, aynı zamanda ikinci Tarım Devrimidir. Tarım hızla sanayileşmiştir. 

Modern kapitalist ekonomi ayakta kalabilmek için sürekli üretimi artırmak zorundadır. Ama üretmek tek başına yeterli değildir, birilerinin de bu ürünleri alması gerekir.

Tüm yapılması buyurulanları inananlarının yerine getirdiği tarihteki ilk dindir, kapitalizm.

Biz zamanlar yeşil ve mavi olan gezegenimiz plastik ve betondan bir AVM’ye dönüştü. Sanayi devrimiyle birlikte en büyük sosyal dönüşüm ailenin ve topluluğun çöküşü olarak yansımıştır. Yerine devletin ya da daha doğrusu piyasanın geçmesini sağlamıştır. Çekirdek aile, geniş aile ve yerel topluluk.

Ulus, devletin; tüketici toplumsa piyasanın hayali topluluğudur.

Dünya tek bir ekolojik ve tarihsel küre olarak birleşti. İnsanlığın elinde - tarihte daha önce hiç olmadığı kadar - güç biriktikçe, ihtiyaçlarımıza hiç de uygun olmayan duygusuz ve mekanik bir dünya oluştu.

Modern zengin toplumlar, tüm refahlarına rağmen, yabancılaşma ve manasızlıktan muzdaripler. Atalarımız ait oldukları toplulukta, din ve doğayla kurdukları bağdan çok daha memnundular ve mutluydular. Modern seküler insan; mutsuz, neden? “Anlam

Nietzche’nin de söylediği gibi, yaşamak için sebebiniz varsa herşeyle baş edebilirsiniz. Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçsede son derece tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız hayat da ne kadar konforlu olursa olsun korkunç olabilir. 

Atalarımız, ölümden sonraki hayat ile ilgili “kollektif sanrılarına” bir anlam yükledikleri için daha mutluydular.

21. yüzyılın şafağında sapiens, biyolojik olarak belirlenmiş sınırlarını aşıyor ve doğal seçilim yasalarını kaldırarak bunun yerine akıllı tasarımını koyuyor. 

Ne istediğini bilmeyen (anlamı olmayan) tatminsiz ve sorumsuz “tanrılardan” daha tehlikeli bir şey olabilir mi?

Ekonominin küreselleşmesi, politikanın liberalleşmesi, dünyada cenneti getirecek… 


Sapiens, Yuval Noah Harari, Kolektif Kitap
Kitap satış
Kitap okuma: Mart, 2018

  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geleceğin Suçları

Kitapta genel olarak internet teknolojileri kullanılarak yapılan siber suçlar detaylarıyla inceleniyor. Marc Goodman, bu mecranın sınırlarının ve sunduğu imkanların dışında hayatımızı etkileyen ancak çok göz önüne serilmeyen olumsuz taraflarını Dijital Dünyanın Karanlık Yüzü olarak karşımıza getiriyor. Teknoloji… Teknoloji garip bir şey. Bir elinde bize harika hediyeler verirken, diğeriyle bizi sırtınızdan bıçaklıyor. -Charles Percy Snow Bizler, cihazlarımızı daha doğrusu hayatlarımızı küresel bilgi şebekesine bağladıkça - mobil telefonlar, sosyal ağlar, asansörler veya kendi kendine giden arabalar - , onların altında yatan teknolojilerin nasıl çalıştığını bilen ve sıradan insanlara zarar vermek adına kendi avantajları için istismar etmekten çekinmeyecek kişiler karşısında daha savunmasız oluyoruz. Aslında her şey bağlantılı olduğunda, herkes savunmasız hale geliyor. Neredeyse hiç düşünmeden ve değerlendirmeden hayatımıza dahil ettiğimiz teknoloji, bizi sırtımızdan bıçaklam

Dördüncü Sanayi Devrimi

Bugün karşı karşıya bulunduğumuz çok çeşitli ve şaşırtıcı meydan okumaların içinde en yoğun ve önemli olan, insanlığın dönüşümünü de içeren yeni teknolojik devrimi nasıl anlamak ve biçimlendirmek gerektiği meselesidir. Yaşama, çalışma ve birbirimizle ilişki kurma tarzımızı kökten değiştirecek bir devrimin daha başlarında bulunuyoruz. Bunun ölçeği, kapsamı ve karmaşıklığı bakımından insanlığın daha önce yaşadıklarının hiçbirine benzemiyor.   Bu yeni devrimin hızını ve genişliğini henüz tam olarak kavrayamıyoruz. Milyarlarca insanın mobil cihazlara bağlanmasının, eşi görülmedik miktarlarda işlem gücünün, depolama yeteneklerinin, bilgi erişiminin ortaya çıkmasının sağlayacağı sınırsız imkanları düşünün. Ya da yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, özerk taşıtlar, 3D yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji, kuantum bilgiişlem gibi yeni teknolojik atılımların çok çeşitli alanlarda şaşırtıcı şekillerde iç içe geçmesini düşünün. Ve bugün bu inovasyonların çoğu henüz emekleme aşam

Yeni Dijital Çağ

İnsanların, Ulusların ve İş Dünyasının Geleceğini Yeni Baştan Şekillendirmek,  Eric Schmidt (Google Yönetim Kur. Baş.) Jared Cohen (Google Ideas yöneticisi) Optimist Google yöneticilerinin kaleme aldığı bu kitap tüm siyasetçilerimiz ve toplum bilimcilerimiz tarafından altı çizilerek okunması gerekmektedir diye düşünüyorum. Günümüzde yansımalarını toplumsal olaylarda gördüğümüz iletişim teknolojileri araçlarının kullanılması sonucunda, bireylerin gücü/etki alanı, hükümetlerin bu olaylara yaklaşımları ve uluslararası kamuoyunda olayların algılanmasını detaylı bir şekilde değerlendiriyor kitap. İnternet insanoğlunun tam olarak anlamadan inşa ettiği az sayıdaki şeyden biridir. İnternetin dünya sahnesi üzerindeki etkilerine henüz yeni tanık olmaya başlıyoruz. İnternet tarihte anarşiyi de içeren en büyük deneydir. Önceki değişim dönemlerinden farklı olarak bu kez sürecin etkileri tamamen küreseldir. Tarihte hiçbir zaman bu kadar farklı yerdeki bu kadar çok insan böylesine büyü