Herkesin hakkında malumat sahibi olduğu bir alandır eğitim. Kendince görüşü olduğu gibi temas noktaları da çoktur bir bakıma; ya kendisi sistemin içindedir ya da en yakındaki kişiler. Ülke olarak üstesinden kalkamadığımız sorunların çözüm noktasıdır aslında. Ama ne yazık ki belediyelerin pahalı ve kimse görmüyor diyerek kaçtığı alt yapı yatırımları gibidir eğitim. Açacağı felaketlerin telafisi mümkün olmayabilir çoğu zaman. Dünyanın en zor işidir bir bakıma insan yetiştirmek. Ama kazançları da bir o kadar fazla.
Benim de bu konuda biriktirdiğim çözüm önerilerim var heybemde. Sistemin içinde yer alan ve mevcut sorunlarda devamlı mesai harcayan biri olarak dillendireyim.
Sorunu çözmek için bazen en baştan başlamak lazım. Önce amacımız net olmalı sisteme dahil edip formatlayacağımız beyinlere yönelik. Biz önce iyi birer insan yetiştirmeliyiz, sonra iyi birer doktor, avukat, mühendis. Sayılarla uğraşmadan hesap cetvelleri oluşturmadan ama mümkün olan herkese dokunarak ilerlemeliyiz.
Okul öncesi ve ilkokul çok önemli iyi insan yetiştirmek için. Bu kademede görev yapan öğretmenlerimiz ülkenin en güleryüzlü, espirili, enerjili insanlarından olmalı. Başka hiçbir kaygıları, öncelikleri olmadan dokunmalı yavrularımıza.
Ortaokul tüm derslerin alt yapısının atıldığı kısım olmalı eğitim kademesinin. Öğrencilerin kabiliyetleri, mizaçlarına uygun seçim ve yönlendirmelerin yapılacağı yıllar olmalı ortaokul yılları.
Lise kabiliyetlerine göre gelen öğrencilerden oluşan çok programlı kurumlar olmalı. Alan uzmanlığı burada başlamalı, çıraklığı, teknisyeneliği burada tamamlamalı çocuklar.
21. Yüzyıl becerilerine sahip (algoritmik düşünebilen, problem çözen, hayal kuran, iletişim becerileri yüksek) ve bu ülke için birşeyler ortaya koyabilecek öğrenciler yetiştirmek amacımız olmalı öncelikle. Bunun için de dünyada bu kapsamda yapılan çalışmalara bakmak gerekir. (Tabi ki bugün için bunu tam olarak gerçekleştirmiş bir ülke yok. Burada bizim kaçırdığımız bir durum olmadığını düşünüyorum. ) Dünya bu konuda nereye gidiyorsa bizde bu yönde kendimize uyarlanmış bir yapıyı teşkil ettirmeliyiz. Yapısal ve köklü değişiklikler yapmadan bunu çözmemiz mümkün değil. Bunu yaparken de sadece bakanlığı ilgilendiren kısmıyla değil de devlet politikası olarak, top yekün bir sahiplenme gerçekleştirmemiz gerekir.
Çocuklarımızı sanayi çağına işçi yetiştirmek için organize edilen mevcut okul yapısından ulaştırmamız gerekir. 2 yüzyıl önce öğretmen-öğrenci ilişkisi şeklinde planlanan sınıf düzeni bu yapıya uygundu. Artık bilgiye erişim çok kolay ve hızlı. Bilgi bonbardımanı içinde önemli olan faydalı/doğru bilgiyi aktaracak/keşfettirecek bir rehberliğe ihtiyacı var çocuklarımızın. Öğretmenlerimizin rollerini yeniden tanımlamalıyız. Sadece bilgiyi aktaran pozisyonundan, rehberlik eden, yönlendiren, keşfettiren bir rolle eğitim ortamında bulunmalıdır öğretmenimiz. Öğrenciler uzaktan eğitim yoluyla tamamladığı (çoklu ortam öğeleriyle hazırlanmış, güncel, doğrulanmış e-içerikler) eğitimlerini paylaşmak, tartışmak, analiz yapmak için okul ortamında öğretmen ve arkadaşlarıyla bir araya gelmelidir. Tüm günlerini almamalıdır bu birliktelikler.
Eğitim zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Özellikle lise dönemi mesleki ve uzaktan eğitim ağırlıklı olarak yeniden planlanmalıdır. Çocukların ilgi, alaka ve yetenekleri doğrultusunda okullarından (çok programlı hale getirilmiş şekilde organize edilmiş liseler) bir üst yüksek eğitimine yönlendirilmeli, alan bazlı ve yetenek temelli ölçme değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yüksek öğretimde çocuklar fakültelere yerleştirilmeli (örneğin mühendislik fakültesine yerleşen bir öğrenci gerekli kıstas ve yönlendirmelerle bölümünü -Bilgisayar- seçmelidir) …
- En büyük eksikliğimiz çocuklarımız amaçsızlar ve ne yazıkki hayal kuramıyorlar. Onlara hayallerini gerçekleştircekleri bir ortam kurgulamalıyız. Bugünün neslini anlayıp onların geleceğini birlikte inşa etmeliyiz.
- Süreci çok iyi takip etmeliyiz. Her bir çocuğumuzun tüm eğitim-öğretim kayıtlarını şeffat bir şekilde takip edilir hale getirmeliyiz.
- Öğrencilerimize rehberlik edecek öğretmenlerimizi eğitim fakültelerine seçerken başlamalı işler. Bu yapıda öğretmenlerimiz işleri kolaylaşmıyor aksine öğretmenlerimizi günlerinin büyük bir kısmını kapsayacak şekilde aktif katılımlarıyla yoğun bir süreç bekliyor kendilerini.
Yorumlar
Yorum Gönder